Bir trafik kazası, iş kazası veya tıbbi uygulama hatası gibi beklenmedik bir olay sonucu sevdiklerimizi kaybetmek, hayatımızın en zorlu deneyimlerinden biridir. Bu tür kayıplar, derin bir duygusal acıya neden olmanın yanı sıra, ölen kişinin ailesine sağladığı maddi desteğin de ortadan kalkmasıyla ciddi finansal zorluklara yol açabilir. İşte bu noktada, “destekten yoksun kalma tazminatı” hukuki bir çözüm sunar. Bu tazminat, ölen kişinin geride bıraktığı kişilerin, onun ölümü nedeniyle uğradıkları maddi kayıpları telafi etmeyi amaçlar. Bu blog yazısında, destekten yoksun kalma tazminatını tüm yönleriyle ele alacak, kimlerin bu tazminatı talep edebileceğini, tazminat hesaplamasında etkili olan faktörleri ve tazminat davasıyla ilgili önemli hususları ayrıntılı bir şekilde açıklayacağız.
Destekten yoksun kalma tazminatı, bir kişinin haksız bir fiil sonucu ölümü nedeniyle, onun sağladığı maddi destekten yoksun kalan kişilerin, bu kayıplarını karşılamak amacıyla ölen kişinin kusurlu bulunan mirasçılarından veya sorumlu tutulan üçüncü kişilerden talep edebilecekleri bir tazminat türüdür. Türk Borçlar Kanunu’nun 47. maddesinde düzenlenen bu tazminat, ölen kişinin bakmakla yükümlü olduğu kişilerin, yaşam standartlarını koruyabilmelerine ve maddi zorluklarla karşılaşmamalarına yardımcı olmayı hedefler.
Bu tazminat hakkı sadece ölen kişinin yasal mirasçılarıyla sınırlı değildir. Ölen kişi tarafından bakılan ve onun desteğiyle geçinen herkes, belirli şartları sağlaması koşuluyla bu tazminatı talep edebilir. Örneğin, ölen kişi ile resmi nikah olmaksızın birlikte yaşayan bir kişi, bu birliktelikten doğan çocuklar veya ölen kişinin bakmakla yükümlü olduğu yaşlı anneannesi de destekten yoksun kalma tazminatı talep edebilir.
Örnek: Ali, 35 yaşında bir mühendis ve ailesinin tek geçim kaynağıdır. Bir trafik kazasında hayatını kaybeden Ali’nin eşi Ayşe, 5 yaşında bir oğlu ve 70 yaşında bakıma muhtaç annesi ile birlikte yaşamaktadır. Ayşe, hem kendisi hem de oğlu ve annesi için Ali’nin ölümünden kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı talep edebilir.
Destekten yoksun kalma tazminatı talep edebilecek kişiler, Türk Borçlar Kanunu’nun 47. maddesinde detaylı bir şekilde belirtilmiştir. Bu kişiler arasında;
Bunların dışında, ölen kişinin bakmakla yükümlü olduğu veya fiilen baktığı diğer kişiler de (örneğin; üvey çocuklar, torunlar, amca, dayı, hala, bakıcılar gibi) destekten yoksun kalma tazminatı talep edebilirler. Ancak bu kişilerin, ölen kişiden düzenli olarak maddi destek aldıklarını ve bu desteğe ihtiyaç duyduklarını kanıtlamaları gerekmektedir.
Destekten yoksun kalma tazminatının hesaplanması oldukça karmaşık bir süreçtir ve birçok faktörün bir arada değerlendirilmesini gerektirir. Bu faktörler, tazminat miktarının adil ve hakkaniyete uygun bir şekilde belirlenmesini sağlar. İşte tazminat hesaplamasında etkili olan bazı önemli faktörler:
Ölen kişinin yaşı ve geliri, tazminat hesaplamasında en önemli faktörlerden biridir. Ölen kişi ne kadar genç ve geliri ne kadar yüksekse, tazminat miktarı da o kadar yüksek olma eğiliminde olacaktır. Çünkü genç ve yüksek gelirli bir kişinin, daha uzun süre ve daha fazla maddi destek sağlayabileceği varsayılır. Örneğin, 25 yaşında ve yüksek maaşlı bir yazılım mühendisinin ölümüyle, 60 yaşında emekli maaşıyla geçinen bir kişinin ölümü sonucu ödenecek tazminat miktarı farklı olacaktır.
Baki ömür, ölen kişinin kaza olmasaydı yaşayabileceği tahmini süredir. Bu süre, tazminat hesaplamasında önemli bir rol oynar. Baki ömür ne kadar uzunsa, tazminat miktarı da o kadar yüksek olacaktır. Baki ömür, ölen kişinin yaşı, sağlık durumu, yaşam tarzı, mesleği gibi faktörler göz önünde bulundurularak hesaplanır. Sigorta şirketleri ve mahkemeler, baki ömür hesaplamasında genellikle “Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından yayınlanan yaşam tablolarını” referans alırlar.
Destekten yoksun kalan eşin yeniden evlenme ihtimali de tazminat hesaplamasında dikkate alınır. Yeniden evlenme ihtimali yüksekse, tazminat miktarı düşebilir. Çünkü yeniden evlenen eşin, yeni eşinden maddi destek alabileceği varsayılır. Ancak, yeniden evlenme ihtimali, tazminat hakkını tamamen ortadan kaldırmaz. Yeniden evlenen eş, ölümle sonuçlanan olayın olduğu tarihteki koşullar göz önünde bulundurularak hesaplanan tazminatın bir kısmını almaya devam edebilir.
Kazaya neden olan kişinin kusur oranı da tazminat miktarını doğrudan etkiler. Kusur oranı ne kadar yüksekse, tazminat miktarı da o kadar yüksek olacaktır. Örneğin, %100 kusurlu bulunan bir sürücünün neden olduğu kazada ölen kişinin yakınları, %50 kusurlu bulunan bir sürücünün neden olduğu kazaya göre daha yüksek tazminat alabilirler.
Yukarıda belirtilen faktörlerin yanı sıra, tazminat hesaplamasında aşağıdaki faktörler de göz önünde bulundurulabilir:
Destekten yoksun kalma tazminatı, farklı kaynaklardan alınabilir. Bu kaynaklar arasında:
Eğer ölüm, bir trafik kazası sonucu meydana gelmişse, tazminat, kaza sorumlusunun zorunlu trafik sigortasından talep edilebilir. Zorunlu trafik sigortası, trafik kazalarında bedensel zararları ve destekten yoksun kalma tazminatını karşılamak amacıyla yaptırılan bir sigorta türüdür. Sigorta şirketleri, yasal sınırlar dahilinde tazminat ödemekle yükümlüdürler.
Eğer ölen kişi, kaza anında kusurlu araçta yolcu olarak bulunuyorsa ve kusurlu aracın sürücüsü ölmüş veya kaçmışsa, tazminat, kusurlu aracın zorunlu trafik sigortasından talep edilebilir. Bu durumda, sigorta şirketi, mağdur yolculara tazminat ödemekle yükümlüdür.
Destekten yoksun kalma tazminatı, diğer sigorta türlerinden de talep edilebilir. Örneğin, ölen kişinin iş kazası sonucu hayatını kaybetmesi durumunda, işvereninin mesleki sorumluluk sigortasından tazminat talep edilebilir. Ayrıca, ölen kişinin ferdi kaza sigortası varsa, sigorta poliçesinde belirtilen şartlara göre destekten yoksun kalma tazminatı alınabilir.
Eğer sorumlu kişinin sigortası yoksa veya sigorta tazminat miktarını karşılamıyorsa, tazminat, sorumlu kişinin malvarlığından talep edilebilir. Bu durumda, sorumlu kişinin ev, araba, banka hesabı gibi malvarlığına el konularak tazminat ödenmesi sağlanabilir.
Destekten yoksun kalma tazminatı talep etmek için, yetkili mahkemede tazminat davası açılması gerekmektedir. Tazminat davası, ölen kişinin yerleşim yerindeki Asliye Hukuk Mahkemesinde açılır. Dava açma süresi, zararın ve zarar verenin öğrenildiği tarihten itibaren 2 yıl ve her halükarda olayın gerçekleştiği tarihten itibaren 10 yıldır.
Tazminat davasında, davacıların, ölen kişinin kendilerine maddi destek sağladığını ve bu destekten yoksun kaldıklarını kanıtlamaları gerekmektedir. Bu amaçla, ölen kişinin maaş bordroları, banka hesap dökümleri, kira ödemeleri, faturalar, tanık ifadeleri gibi delil sunulabilir.
Bu örnekler, destekten yoksun kalma tazminatının önemini ve farklı durumlarda nasıl uygulanabileceğini göstermektedir. Unutulmamalıdır ki her olay kendi özelinde değerlendirilmeli ve tazminat miktarı, ölen kişinin yaşı, mesleği, gelir durumu, destek verdiği kişilerin sayısı ve ihtiyaçları gibi faktörler göz önünde bulundurularak belirlenmelidir.